Gen AI’nın merak uyandıran bir araçtan kurumsal sektörde vazgeçilmez bir kaynağa dönüşmesi tam anlamıyla dönüştürücü oldu.
Başlangıçta ChatGPT ve Copilot gibi platformlar aracılığıyla tüketici etkileşimlerini geliştirme becerisi nedeniyle övülen Gen AI, artık kurumsal iş akışlarına derinlemesine yerleşmiş durumda.
Tek başına uygulamaların ötesine geçerek operasyonel verimliliğin temel bir sağlayıcısı haline geldi ve işletmelerin teknolojiyle etkileşimini yeniden tanımladı.
İşletmeler bu değişimi benimsedikçe yeni karmaşıklıklarla karşı karşıya kalırlar. Nispeten basit tüketici uygulamalarının aksine, Gen AI’nın kurumsal olarak benimsenmesi, mevcut iş akışlarına ve operasyonlara karmaşık entegrasyonlar gerektirir.
Bu trend, yalnızca teknolojinin giderek olgunlaştığını değil, aynı zamanda önümüzdeki yıllarda endüstrileri yeniden şekillendirme potansiyelini de vurguluyor.
Gen AI’nın gidişatı hakkında daha fazla bilgi edinmek için Pegasystems’deki Yapay Zeka Laboratuvarı Başkanı Peter van der Putten ile konuştuk.
Gen AI’yı işletmelere yerleştirmek
Peter, Gen AI’nın tüketici uygulamalarında iz bıraktığını ancak kurumsal süreçlere entegrasyonunun önemli bir değişimi temsil ettiğini açıklıyor.
“İşletmelerin süreçleri daha karmaşıktır; bu nedenle çoğu durumda sadece bir ChatGPT veya Copilot penceresi açmazsınız, ancak yapay zeka, API’ler ve akıllı istem mühendisliği aracılığıyla iş akışlarına, süreçlere ve müşteri etkileşimlerine tamamen yerleştirilmiştir” dedi.
Bağımsız araçlardan gömülü sistemlere geçiş, şirketlerin yapay zekayı eyleme dönüştürülebilir istihbarat olarak kullanmalarına olanak tanıyor.
Peter, 2025 yılına gelindiğinde Gen AI destekli ajanların pasif yardımın ötesine geçeceğini öngörüyor.
“Aracılar, üst düzey ve belirsiz istekleri tercüme edebilecek, verileri algılama ve yorumlama için mevcut ‘araçların’ yeteneklerini anlayabilecek, eylemlerde bulunabilecek ve kullanıcının istediği sonuçları elde etmek için planlar üretebilecek” diye ekledi.
Bu gelişmeler, işletmelerin verilerle etkileşim kurma ve karar alma biçimlerini yeniden tanımlayacak ve Gen AI’yı destekleyici bir rolden kurumsal stratejide aktif bir katılımcıya taşıyacak.
Gen AI pazarındaki rekabet
Gen AI modelleri ve hizmetlerinin hızla yaygınlaşması, sağlayıcılar arasında sert bir rekabeti tetikledi.
Peter, “Bu yıl olduğu gibi, çok sayıda yeni jenerasyon modeli ve hizmetinin piyasaya sürüldüğünü göreceğiz. Bu da temel Gen AI modelleri ve hizmetleri için rekabeti artıracaktır” dedi.
Bu rekabet sadece kalitede değil, maliyet, gecikme, çoklu-modalite gibi benzersiz özellikler gibi faktörlerde de farklılaşmaya yol açacaktır.
Ancak Peter, işletmelerin doğru stratejilerle bu karmaşıklığın üstesinden gelebileceğine inanıyor: “İşletmeler merkezi bir model seçimine izin veren mimarileri tercih ettiği sürece, artan çeşitlilik çok büyük bir fark yaratmayacaktır.”
Bu tür öngörüler, teknoloji gelişirken işletmelerin yapay zeka çözümlerini seçme ve dağıtma yaklaşımında çevik kalmaları ve daha geniş hedefleriyle uyumlu olmalarını sağlamaları gerektiğini gösteriyor.
Etik, düzenleme ve insan unsuru
Yapay zekanın giderek yaygınlaşması, güvenlik, etik ve düzenlemeler konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Peter, “AB Yapay Zeka Yasası gibi düzenlemeler, şirket içi etik politikaları ve müşteriler ile çalışanların gönüllü Yapay Zeka benimsemesini teşvik etme isteğiyle, sorumlu Yapay Zeka’ya olan ilginin arttığını göreceğiz” dedi.
İşletmeler ayrıca otomatik kararlardaki önyargıları ele almaya ve eylemlerin doğru ve etik verilere dayalı olmasını sağlamaya daha fazla önem veriyor.
Ancak Peter, AI benimsemesinin başarısının yalnızca teknoloji veya düzenlemeyle ilgili olmadığını vurguladı. “AI sistemleri insanlar için yapılır ve insanlar tarafından kullanılır,” diye belirtti.
İş gücüne katılacak bir sonraki nesil çalışanların yapay zeka araçlarını kullanma konusunda zaten oldukça deneyimli olduklarına dikkat çekti.
“Bu yeni mezunlar sadece daha iyi yapay zeka becerilerine ve yapay zekanın güçlü ve zayıf yönlerine ilişkin bilgiye sahip olmakla kalmıyor, aynı zamanda yapay zekanın büyük ölçekte sorumlu bir şekilde kullanılması konusunda daha yüksek beklentilere sahipler” diye sözlerini tamamladı.
Gen AI 2025 ve ötesine doğru yolculuğunu sürdürdükçe, endüstrileri dönüştürme potansiyeli yalnızca teknik gelişmelere değil, aynı zamanda inovasyon, düzenleme ve insan uyum yeteneği arasındaki etkileşime de bağlı olacaktır.