Yapay zeka, şüphesiz ki işletmelerde geleneksel yaklaşımlara meydan okuyan derin bir dönüşüme neden oldu.
Operasyonların çeşitli unsurlarında çalışan yapay zekanın entegrasyonu artık sadece bir trend olmaktan çıktı; işletmelerin stratejik inovasyonu yönlendirmek için teknolojiden nasıl yararlandığına dair temel bir yeniden canlandırmayı temsil ediyor.
Ancak bu uygulama karmaşıklık yaratıyor ve işletmeler dijital dönüşümün karmaşık dünyasında nasıl yol alacakları konusunda netlik arıyorlar.
İşletmelerin stratejilerini nasıl özelleştirebileceklerini öğrenmek için The Hackett Group Avrupa Genel Müdürü David Ketchin ile görüştük.
Geleneksel teknoloji paradigmalarını bozmak
Yapay zeka teknolojileri, kurumsal kaynak planlama (ERP) sistemleri etrafındaki geleneksel düşünceyi kökten değiştiriyor.
David, “Tarihsel olarak ERP’yi temel stratejik platform olarak vurguladık ve kuruluşları bunu mümkün olduğunca yaygınlaştırmaya teşvik ettik” diyor.
Geleneksel yaklaşım, SAP S4/HANA gibi geçişler için potansiyel olarak yüz milyonlarca sterlinlik bütçelerle büyük çaplı yükseltmeleri içeriyordu.
Ancak, AI’nın yükselişi bu yaklaşımda sismik bir değişim yaratıyor. Şirketler artık kapsamlı ERP yükseltmelerinin gerçekten gerekli olup olmadığını sorguluyor.
“Yapay zeka desteğinden yararlanmak için ERP’mizi tam olarak taşımamız ve modernize etmemiz mi gerekiyor yoksa süreçleri ve çalışmaları entegre etmek, soyutlamak ve daha fazlasını yapmak için bugün bulut yapay zeka platformumuzu kullanabilir miyiz?” diyor David
Bu yeni ortaya çıkan strateji, kuruluşların maliyetli toptan yenilemeler yapmak yerine, mevcut sistemlerini yapay zeka yetenekleriyle geliştirebileceğini öne sürüyor.
Bunun etkileri derin olup, şirketlerin mevcut teknolojilerin ömrünü uzatmasına ve aynı zamanda fonları daha stratejik girişimlere yönlendirmesine olanak tanıyabilir.
Yapay zekanın benimsenmesinin hızlanması
Yapay zekanın hayata geçirilmesinde gözle görülür bir ivme yaşanıyor.
David, manzaranın son yıllarda büyük ölçüde değiştiğini, deneysel aşamalardan daha karmaşık, ölçekli uygulamalara doğru ilerlediğini gözlemliyor.
“Geçtiğimiz birkaç yıl içinde, kuruluşlar AI’nın potansiyelini anlamaya çalışırken çok fazla deney ve eğitim oldu,” diye açıklıyor. Odak, “AI ne yapabilir?” gibi keşifsel sorulardan “Bunu kuruluşumuz genelinde nasıl ölçeklendirebiliriz?” gibi daha stratejik değerlendirmelere kaydı.
Çoğu kuruluş artık yapay zekayı bir şekilde uygulamaya koymuş durumda ve bu da onun potansiyeline ilişkin daha olgun bir anlayışa sahip olduklarını gösteriyor.
Bu, teknolojik düşüncede önemli bir evrimi temsil ediyor; işletmeler yapay zekayı yalnızca deneysel bir teknoloji olarak değil, temel bir dönüşüm aracı olarak görüyor.
Uygulama zorluklarının üstesinden gelmek
Yapay zekanın benimsenmesinin ölçeklendirilmesi önemli zorluklar olmadan gerçekleşmiyor.
David, süreç karmaşıklığı ve veri kalitesinin birçok organizasyon için önemli engeller olmaya devam ettiğini vurguluyor. Hackett Group’un araştırması, liderlerin sürekli olarak mevcut süreç karmaşıklıklarını birincil endişeleri olarak belirlediğini ortaya koyuyor.
David, “Geçtiğimiz iki yıl boyunca birçok müşterimiz bize yapay zekayı kullanmak istediklerini ancak veri kalitelerinin bunu etkili bir şekilde yapmaya yetecek kadar düşük olduğunu söyledi.” şeklinde açıklıyor.
Temel neden çoğu zaman veri modellerinde değil, o verileri üreten süreçlerde yatmaktadır.
David, bu zorlukların üstesinden gelmek için güçlü bir Yapay Zeka Mükemmeliyet Merkezi (COE) kurulmasını öneriyor.
“Yapay zeka desteğinden yararlanmak için ERP’mizi tam olarak taşıyıp modernize etmemiz mi gerekiyor, yoksa bugün bulut tabanlı yapay zeka platformumuzu kullanabilir miyiz…”
Bu merkezi yaklaşım, yapı ve yönetişim sağlayarak yapay zeka girişimlerinin daha geniş iş hedefleriyle uyumlu olmasını ve tutarlı bir şekilde uygulanmasını sağlar.
David eleştirel bir şekilde, sadece BT yöneticilerinin değil, iş fonksiyonlarının da AI gündemini yönlendirmesi gerektiğini savunuyor. “Bu, teknolojiyi kendi iyiliği için uygulamak değil, iş gündemiyle ilgili olan şeyleri yapmakla ilgili,” diye vurguluyor.
Yapay zekanın benimsenmesi için işlevlerin birleştirilmesi
İşletme fonksiyonları ile BT arasındaki iş birlikçi yaklaşım, yapay zeka çözümlerinin yalnızca teknik açıdan etkileyici olmasını değil, aynı zamanda gerçek operasyonel ihtiyaçları da karşılamasını sağlar.
Bu strateji, izole uygulamaları önler ve kurum çapında dönüşümü teşvik eder.
Kuruluşlar bu karmaşık teknolojik ortamda yol almaya devam ederken, anahtar nokta, temel iş hedefleriyle uyumlu kalırken operasyonel yetenekleri gerçek anlamda artıran stratejik, düşünceli yapay zeka uygulamasında yatmaktadır.